22 Eylül 2010 Çarşamba

İlk Kıpırtılar..

Dün ilk defa karayemişin kıpırtılarını hissettim içimde daha önce hep bana öyle geliyor diyordum ama dün aslında bana öyle gelenin onun kıpırdanışları olduğu teşhisini koydum eve yorgun argın gelmiş ve tv karısısındaki yerime henüz uzanmıştım ki 3 defa arka arkaya pıt pıt pıt..

Sonsuz şükürler..

Nasıl denir ki insan içinde yaşadığı anı yeterince anlatamıyorumuş ya da yaşarken anlamıyorsun haftasonu düğünüme katılamayan arkadaşlarla düğün cdmzi izledik orda sordular o anda ne hissediyorsun evet derken, içeri girerken, ilk dansını ederken hiçbirşey dedim belki biraz heyecan ben zaten duygularını çok çoşkulu yaşayamayan bir insan olduğum içindir belkide bu hissiz hallerim öfkelerim kadar heycanlarımıda tutkulu yaşayabilseydim isterdim ama zamanında bastırılmış heyecanları olan insanlardanım sanırım, hani birseye cok sevinme cok mutlu olma kendi nazarın değer derlerdi hep telkinlerle büyüdük çok güldün bugün başına kötü birşey gelicek diye uyarırlardı falan filan..
belkide buyuzdendir bu tutkusuz hissiz hallerim helede eskiden adım bile rahat insandı okadar tepkisizdim ya ben biraz daha iyi durumdayım şuan.
Karayemişi ilk gördüğüm kalp atışlarını ilk duyduğum andada heycanlanamadım mesela heycanlandım tabikide ağlayanlar enazından gözleri dolanlar var bende tepki sadece suratta minik bir sırıtıştan öteye geçmedi mutlu olmadım mı dibine kadar ama gel görki o tutku yok bende neyse işte dün ilk kıpırdanışlarını duydum oğlum burdayım dedin canlıyım ve bundan sonra seninleyim dedin bana sanmaki annen mutlu olmadı bil istedim.

20 Eylül 2010 Pazartesi

İsyanım var!!


Dun ılk defa bır cocuk ve anne magzasına gırdım kendım ve oglum ıcın artık ıyıce buyuyen gobegıme ve vucuduma uygun bır hamıle pantalonu bırde taytı aldık taytı sevdım ama pantalonu hıc sevemedım zaten bayramdan oncekı kontrolde 59 kgydım sımdı kımbılır kac oldum 38 bedenın ıcıne gıremıyorum dundenn berı bunalımdayım ama bogazımı tutmayıda bır turlu beceremıyorum ıstah aldı basını gıttı hamıle oludugumda delı gıbı yıycem derdım hep ama sımdı butun anne adayları hep ıncecık Allah o Ebru Sallıyı tas etmesın ınsallah hep onun yuzunden basımıza geldı bu ısler nereye baksam ıncecık anen adayları ben omrumun bu kısmını ıncecık olarak gecırmek ıstemıyorum ya neden herkez aman sonra cok zor verırsın dıyerek baan psıkolojık baskı yapıyorkı eskıden tombıs hamıleler doluydu heryer zaten hormonlarım yerınde durmuyor barı sız rahat bırakın benı ısyanım var!!

14 Eylül 2010 Salı

İzledim..



İki film izledim bu hafta biri yerli biri yabancı biri tvde biri dvd..

Bunlardan ilki "Düşes"ti Aşk ve Gururdan tanıdığım Keira Knightley oynuyordu basrolde bence role tam olarak yakısmıs donuk bır kadın hep bu tarz rollerde gorunuyor son zamanlarda donem fılmlerı ıcın bıcılmıs kaftan fılm guzel fakat benı tamamen sarmadı sankı fazlaca yuzeysel gecılmıs donemın polıtık olaylarına ve ust tabakanın gundelık yasamlarına yakından bakmıs Osmanlıda dalga gecılen harem kulturunun avrupada ne derecelerde yasandıgını gosterdı bana konusu kısaca soyle;
On sekizinci yüzyıl sonlarında geçen filmde, dönemin en güzel ve karizmatik kadınlarından olan Düşes Georgiana Cavendish (Keira Knightley) yaşadığı aşk, müsrifliği ve politikaya el atması sonucunda itibarını kaybeder.

Devonshire Dükü ile evli olmasına rağmen Earl Grey ile yasak aşk yaşaması, en iyi arkadaşı Leydi Bess Foster, kocası ve kendisi arasında karmaşık bir ilişkiye dönüşür.



İkinci filmim ise Eyvah Eyvahtı uzun süredir okadar çok merak ediyordumki bir turlu ızleme sansım olmamıstı vızyondayken annemler cok severek anlatmıstı bız macırların ozellıkle cok sevecegı tarzda bır fılm sıve ve mekanlar bır yakınlık hıssı uyandırıyor zaten fılme ıster ıstemez baglanıyorsunuz Ata Demırerın performansı oyunculugu guzeldı tarz olarak hep aynı replikleri fılmındede kullanmıs dıyebılırız faakt Demet Akbağın performans tam anlamıyla şahaneydi bayıldım bayıldım hele o vucut neydı oyle ya:)
Onunda konusu şu şekilde;Hüseyin, Trakya’nın bir köyünde ninesi ve dedesiyle büyüyen bir delikanlıdır. İki büyük aşkı klarnet çalmak ve Müjgan ile hayatı mutlu devam ederken, hiç beklemediği bir olay onu köyünden ayırır. İstanbul’a gelen Hüseyin’e önce klarneti, sonra da şarkıcı Firuzan destek olacaktır. İstanbul’un gece klüplerinde fırtına gibi esen Firuzan’ın hayatı rengarenk ve bir o kadar da karışıktır. Hüseyin’le tanışınca hayatına hem kahkaha hem macera dahil olacaktır.
kaynak:http://www.sinemalar.com

13 Eylül 2010 Pazartesi

Bir iş başı sabahı


Bayramıydı,FİBA'ydı,karayemişin cinsiyetinin erkek olmasıydı,referandumdu..
derken bir tatil haftasını daha yedik bitirdik gelecek olan 9 günlük muhteşem ötesi tatilin hayali ile geçecek şimdi günler zaten hep öyle olmuyor mu 23 nisan geldimi 19mayısı hesaplıyoruz sonra 30 agustos.. vs.
Çalışan insanların kaderi bu sanırım hep özgürlüklerine kavuşacakları aileleriyle sevdikleriyle geçirecekleri zamanların hayali ile avunup günleri kovalıyorlar.

6 Eylül 2010 Pazartesi

WC hatırası..


Sabah işe geldim elbisemden beliren karayemişi çok sevdim bu tarih için bir imza olsun istedim fotoğraf ve kalite berbat olsada arka fon pek hijyenik bir yer olmasada anıların iyisi kötüsü olmaz dedim:)